En İyi Burun Estetiği Doktoru
Burnun estetik olduğu kadar fonksiyonel açıdan da ...
Horlama uykuda solunumun gürültülü olmasıdır. Uyku sırasında nefes alırken ya da nefes verirken hava yolu cidarlarında oluşan titreşimden kaynaklanır.
Basit horlama sadece sosyal bir problem iken solunum kanalı cidarlarının hava akımının yaptığı vakum etkisi ile çökerek hava yolunu daraltması ya da tam olarak tıkaması sonucunda solunumun ciddi şekilde azalması (hipopne) veya tamamen durması (apne) ciddi problemlere yol açabilen önemli bir sağlık sorunudur.
Uyku süresi boyunca saptanan her bir hipopne ve apne “solunum olayı” olarak değerlendirilmekte, bu solunum olaylarının belli sayının üzerinde olması ise genel olarak “Tıkayıcı (obstrüktif) Apne Sendromu” olarak adlandırılmaktadır. Obstrüktif apne sendromu, uyku süresince oluşan solunum olaylarının sıklığına göre hafif, orta veya şiddetli olarak sınıflandırılmaktadır.
Horlama ve Tıkayıcı Uyku Apnesinin Nedenleri Nelerdir?
Burun içi eğrilikler, burun eti büyümeleri, alerji, polipler, enfeksiyon, tümörler, çocuklarda geniz eti büyümesi gibi nedenlerle oluşan burun tıkanıklıkları
Yumuşak damak, küçük dil, bademcikler ve veya dil kökünde oluşan deformasyon veya doku genişlemesi ile hava pasajının daralması ya da çökerek tıkanmaya yatkın hale gelmesi
Sırtüstü yatar pozisyonda dilin geriye düşerek solunum pasajını daraltması
Kilo almaya bağlı olarak boğaz yumuşak dokuları ve dil kökünde mukoza altındaki dokularda yağ birikimine bağlı kalınlaşma ve hava pasajı daralması
Alkol, uyku ilaçları kas gevşetici ilaçların kullanımı ile boğaz ve dil adalelerinde gevşeme ve tıkanmaya yatkınlık oluşması
Yapısal olarak hava yolu anatomisinin dar, alt ve üst çenenin küçük ve hava yolunu çevreleyen yumuşak dokuların özellikle uykuda gevşemeye yatkın olmasıdır
Erken dönemlerde sadece horlamaya neden olan faktörler daha ileri aşamalarda solunum pasajının daralması ya da tam olarak tıkanması sonucu solunumun durmasına yani tıkayıcı uyku apne sendromuna neden olabilmektedirler.
Uyku sırasında akciğerlere giden hava akımının azalması ya da durması ile kandaki oksijen miktarında oluşan azalma beyinde uyarı oluşturarak genellikle bilinç seviyesine çıkmayan yani kişinin farkında olmadığı uyanmalara neden olmaktadır. Gece boyunca defalarca tekrarlayan bu uyanmalar sonucunda uyku kalitesi bozulmakta, kan oksijen seviyesindeki azalmalara bağlı olarak beynin kan oksijen ihtiyacını sağlamaya yönelik devreye giren refleksler ciddi kalp ritim bozukluklarına, yüksek tansiyona, kalp büyümesine, kalp yetmezliğine, felce neden olabildiği gibi uykuda ani ölüm riski de yaratabilmektedir.
Uyku sırasında yeterince dinlenememek ise gün içinde dikkat eksikliği, uyuklama, konsantrasyon bozukluğu, asabiyet gibi durumlara neden olarak kişinin iş ve sosyal performansını azaltmakta aynı zamanda trafik ve iş kazası riskini artırmaktadır.
Uyku Apnesinin Neden Olduğu Şikayetler Nelerdir?
Horlama
Horlama sesinin ara ara kesilerek tekrar şiddetle başlaması
Yorgun uyanma
Baş ağrıları
Gün içinde uyuklamalar
Unutkanlık
Dikkat eksikliği
Cinsel isteksizlik
İktidarsızlık
Asabiyet
Depresyon
Kilo alma ya da verememe
İş veriminde azalma
Kendinizde bu şikayetlerden bir ya da fazlasının olduğunu düşünüyorsanız KBB ya da Uyku Bozuklukları uzmanına başvurmanız önerilmektedir.
Hikaye, muayene ve endoskopik değerlendirme bulguları tanıya yardımcı olmakla birlikte hastalığın kesin tanısı uyku testi (Polisomnografi) ile konulmaktadır. Uyku laboratuvarlarında ya da ev ortamında yapılabilen bu tetkikte en az 5-6 saatlik normal uyku sırasında elde edilen kayıtlar analiz edilerek uyku safhaları, hipopne ve apne süre ve sayıları, kan oksijenindeki azalmalar, kalp ritmi değişiklikleri gibi veriler değerlendirilmekte ve uyku apnesinin varlığı ve derecesi belirlenmektedir.
Apne tanısında en önemli yöntem olarak kabul edilen uyku testi apnenin varlığını ve derecesini göstermesine karşın apneye neden olan tıkanma bölgesi ve tıkanıklığın şekli hakkında bilgi vermemektedir. Uyku endoskopisi, uyku sırasında oluşan hava yolu tıkanıklıklarının oluşma yerinin ve şeklinin tespit edilmesini sağlayarak doğru cerrahi tedavi yöntemlerinin seçilmesine yardımcı olan bir tanı yöntemidir. İşlem sırasında hastalar ameliyathane şartlarında, beynin uyku düzeyini takip eden bir monitör eşliğinde normal uykuyu taklit eden ilaçlar kullanılarak uyutulmakta, takiben burun deliklerinden yumuşak bir endoskop ile girilerek hava yolunda horlama ve apneye neden olan darlık ve tıkanıklık bölgeleri tespit edilebilmektedir. Bu değerlendirmeyi takiben problemin yerine ve oluşma şekline yönelik en uygun cerrahi ya da cerrahi olmayan yöntemlerin seçilmesi uyku apnesinin tedavisinde elde edilen başarının önemli ölçüde artmasına olanak sağlamıştır.
Horlama ve Uyku Apnesi Tedavisinde En Sık Başvurulan Yöntemler Nedir?
İlk etapta alınacak bazı önlemlerle problemin şiddeti azaltılabilir.
Kilo vermek
Burun pasajlarını açacak tedaviler, burun açıcı bantlar kullanmak
Yatarken yan pozisyonda kalmayı sağlayan önlemler almak
Alkol kullanımının kesilmesi
Ağır akşam yemekleri yememek
Yatarken başın yukarı pozisyonda olmasını sağlamak
Uykuda alt çene pozisyonunu ayarlayan cihazlar kullanmak
Uykuda yumuşak damak çökmesini önleyen cihazlar kullanmak
Düzenli egzersiz yapmaktır
CPAP: Uyku sırasında sürekli olarak pozitif basınçlı hava vererek pasajın tıkanmasını önleyen hava kompresör cihazıdır. Uyku apnesinin ameliyat gerektirmeyen ve en etkili tedavi yöntemidir. Sürekli olarak yüzde maske ile uyumak zorunda olmak ise bu tedavi şeklinin en önemli dezavantajıdır.
Cerrahi Tedaviler: Seçilecek yöntem tıkanıklığın yerine ve hastalığın şiddetine göre değişmektedir. Ameliyat öncesinde detaylı muayene, uyku testi ve uyku endoskopisi değerlendirmesinin yapılmış olması gerekir. Belirgin burun tıkanıklığı olan hastalarda öncelikle burundaki problemin çözülmesi takiben uyku testinin yapılması tercih edilebilir.
Basit horlama ve hafif derecede uyku apnesi olan hastalarda öncelikle lokal anestezi ile ofis şartlarında uygulanabilen yöntemler denenebilirken orta ve şiddetli uyku apnesi olan hastalarda damak ve dil kökündeki darlıkları açmaya ve dokuların gerginliğini artırmaya yönelik çok farlı cerrahi yöntemler mevcuttur. Doktorunuz muayene, endoskopik değerlendirme ve uyku testi sonuçlarınız ile sizin için hangi yöntemin uygun olduğuna karar verecektir.