Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1989 yılında birincilikle mezun olan Prof. Dr. Teoman Dal; aynı üniversitede kulak burun boğaz uzmanlığı eğitimi aldı. Çeşitli kurumlarda çalışırken aynı zamanda akademik başarılara da imza atarak profesör ünvanı kazanmıştır.

Prof. Dr. Teoman Dal için 0(533) 254 74 04 numaralı telefondan randevu alabilirsiniz. Aynı zamanda https://www.teomandal.com/muayenehane linkinden de randevu alınabilmektedir.

Prof. Dr. Teoman Dal iletişim numarası; 0(533) 254 74 04 ve 0(212) 219 67 26’dır.

Prof. Dr. Teoman Dal kliniği İstanbul Nişantaşı’ndadır. Prof. Dr. Teoman Dal; hastalarını Nişantaşı Teşvikiye Mahallesindeki kliniğinde kabul etmektedir.

Prof. Dr. Teoman Dal’ın uzmanlık alanları aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir...

Alerjik rinitin klasik belirtileri burun kaşıntısı, burun tıkanıklığı, sulu burun akıntısı ve hapşırıktır...

Hastaların doktorlarını tanı konulmuş tüm hastalıkları, kullanıp bıraktıkları ya da kullanmakta oldukları ilaçlar ve daha önce geçirmiş oldukları tüm ameliyat ve işlemler hakkında bilgilendirmeleri de ameliyat sırasında veya sonrasında yaşanabilecek bazı problemlerin önlenebilmesi için son derece önemlidir...

Sinüzitin en önemli nedeni sinüslerde üretilen sümük salgısının burun içine boşaldığı dar kanalların tıkanması ve salgıların sinüs içinde birikerek iltihaplanmasıdır...

Alerjik rinit hastaların iş ve sosyal hayatını en fazla olumsuz etkileyen hastalıklardan birisi olması yanında pek çok sağlık problemine de yol açabilmektedir...

Balon sinoplasti teknolojisi, yanak kemikleri, alın kemikleri ve burun içinde en arka bölümde yer alan sfenoid kemiğin içinde bulunan büyük sinüslerin burun içine bağlantı kanallarının tıkanması sonucu oluşan sinüzitlerde kullanılmaktadır.

Burun ameliyatı sonrasında evde dinlenme süresi hastadan hastaya değişebilmekle beraber hastaların genel olarak ameliyat sırasında burun içerisine yerleştirilen ve genellikle ince silikon levhalar şeklindeki destekler alınana kadar iki üç gün süre ile evde dinlenmeleri uygun olmaktadır...

Alerjik rinit hastalığında, hastaların burun kaşıntısı, sulu akıntı, hapşırık ve burun tıkanıklığı şikayetlerini beyan etmesi tanı için genellikle yeterlidir ancak kesin tanı için mutlaka kulak burun boğaz muayenesi ve bazı testler yapılmalıdır...

Burun ameliyatları sonrasında ameliyat sırasında uygulanan teknik ve ameliyatın içeriğine göre değişen sayı ve sıklıkta kontrol muayenesi yapılmaktadır...

Burun ameliyatı öncesinde genel olarak anesteziye yönelik ve buruna yönelik tetkikler yapılmaktadır...

Burun ameliyatları sorasında ilk iki hafta içinde özellikle kan basıncında artmaya neden olabilecek aşırı efor, stres, sigara içilmesi gibi nedenlerle kanama görülebilmektedir...

Üst çenedeki azı dişlerinin kökleri bazı kişilerde yanak sinüslerinin içerisine uzanmaktadır...

Sinüzit hastalığında uygun içerikte ve sürede uygulanan ilaç tedavilerine rağmen şikayetleri geçmeyen ve radyolojik olarak tedaviden fayda görmediği anlaşılan kronik sinüzit hastaları ameliyat adayıdır...

Alerjik rinit tedavisinde kullanılan burun spreyleri sadece kısa dönem kullanılabilen burun açıcı – dekonjestan spreylerden farklı olarak uzun dönem kullanılabilmektedir...

Burun kırılmaları tek başına sinüzit sebebi değildir ancak burunda kırığa neden olan darbenin aynı zamanda sinüs duvarlarında da kırık oluşturması, kırık sonrası burun içerisinde sinüs boşalma kanallarında tıkanıklığı neden olacak şekilde anatomik deformasyon oluşması ya da burun kırıklarının düzeltilmesinden sonra burun içerisine destek tampon uygulanan hastalarda enfeksiyona karşı gerekli önlemlerin alınmaması halinde sinüzit gelişebilmektedir...

Sinüzit doktor muayenesi ve bazı durumlarda radyolojik değerlendirme sonucunda konulan bir tanıdır...

Burun estetiği ameliyatının görsel olduğu kadar fonksiyonel açıdan da başarılı olabilmesi yani ameliyat sonrasında rahat bir burun solunumu sağlanabilmesi için aynı ameliyat sırasında burun içerisindeki eğrilik, et büyümesi, kronik sinüzit, nazal polip gibi problemlere müdahale edilmesi en uygun yaklaşımdır...

Kronik sinüzit hastalarında ameliyat kararı verilmeden önce iki ya da üç kür yeterli içerik ve sürede ilaç tedavisi kullanılması ve hastalığın ilaçla tedaviye cevap vermediğinin gösterilmiş olması gerekir...

Çocuklarda sinüzite yönelik ameliyat gerekliliği erişkinlere göre oldukça azdır...

Sinüs ameliyatları oldukça dar bir bölgede, hayati organların komşuluğunda karmaşık bir anatomi içinde yapılmaktadır...

Sinüzit ameliyatları genel olarak ameliyat sonrası konforlu geçen cerrahiler olmakla beraber yapılan müdahalenin içeriğine bağlı olarak kanama riski almamak için üç -yedi gün arasında istirahat etmek gerekir...

Alerjik rinit hastaları için alerji ilaçları dışında alerjiye neden olan alerjenden korunma, aşı tedavisi ya da yıllık olarak uygulanan ışık tedavisi – Rhinolight gibi alternatif tedavi yöntemleri mevcuttur...

Uyku apnesi hastalığının tanısı ve problemin ciddiyetinin saptanması için en önemli tetkik polisomnografi olarak adlandırılan uyku testidir...

Uyku sırasında akciğerlere hava akışının azalması ya da durması kandaki oksijen miktarında hızla düşmeye sebep olmakta özellikle beyni besleyen damarlarda bulunan oksijen seviyesine hassas sensörlerin bu durumu fark etmesi ise beyine ihtiyacı olan oksijeni ulaştırmaya yönelik refleksleri devreye sokarak kalbin daha hızlı ve güçlü olarak çarpmasına neden olmaktadır...

Uyku apnesi hastalığının tedavisinde başarı ile uygulanan ve hastalığı tedavi edebilen çok çeşitli ameliyat yöntemleri bulunmakta ve her hastada saptanan problemin yerine ve içeriğine göre farklı cerrahi yöntemler tercih edilmektedir...

Uyku apnesinin tedavisinde kullanılan uyku sırasında burun ve veya ağız yolu ile pozitif basınçlı hava veren farklı cihazlar ve farklı cerrahi teknikler bulunmakta olup tedavi seçimi hastalığın şiddetine, hastanın anatomik özelliklerine ve yine hastanın tercihine göre belirlenmektedir.