Merhaba. Bu videoda günümüzde en fazla tercih edilen ameliyatsız yüz gençleştirme işlemlerinden birisi olan ve yüz ve boyun cildinde ultrason dalgalarından elde edilen enerji kullanılarak sıkılaşma sağlayan gluterapi uygulamasını anlatıcam. Ofis şartlarında herhangi bir anestezi uygulaması gerektirmeden ve çok kısa süre içerisinde uygulanabilen bu yöntem özellikle yüz ve boyun cildinde gevşeme şikayeti olan ve cerrahi işlemleri tercih etmeyenler için alternatif bir yöntem olarak gündeme geliyor. Günümüzde yaşlanmanın yüz ve boyun cildi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik olarak çok sayıda farklı tedavi yöntemleri uyguluyoruz. Büyük çoğunluğu yüzeyel kırışıklıkları giderilmesine ya da yüzün çeşitli bölgelerinde oluşan hacim kayıplarının yerine konulmasına yönelik olan bu yöntemlerin cilt altı dokularda esneklik ve sıkılık sağlayan kolojenin yıllar içerisinde azalmasıyla beraber oluşan gevşeme ve sarkmalar üzerinde belirgin etkileri olmuyor. Yüz cildinde zaman içerisinde meydana gelen gevşeme ve sarkmaların tedavisinde en etkili yöntem tartışmasız olarak yüz ve boyun germe ameliyatları. Ancak bu ameliyatların sonrasında gereken iyileşme döneminin yanı sıra cerrahiye bağlı riskleri ve maliyetleri göz önüne almak istemeyen ya da ameliyat gerektirecek ölçüde problemi olmayan kişiler için de oldukça etkili alternatif yöntemler mevcut. Cerrahi alternatif olan yüz de boyun cildi sıkılaştırma yöntemleri için de en fazla tercih edilenlerden biri cildin farklı taşıyıcı tabakalarında kolajen üretimini arttırarak sıkılaşma sağlayan gluterapi uygulaması. Glutera adı verilen cihaz ile gerçekleştirilen uygulaması sırasında cilt yüzeyinin üç ve dört buçuk milimetre derinliğindeki iki farklı taşıyıcı bağ dokusu katmanında ultrason dalgalarıyla mikroskopik ısı hasarları oluşturuyoruz. Uygulama sırasında kolajende ısı etkisiyle meydana gelen kısalma dokularda bir miktar sıkılaşma sağlıyor. Ancak beklenen etki hemi takiben yara iyileşme süreci sırasında uygulama bölgelerinde yeni kolajen üretiminin artışıyla elde ediliyor. Boyun, gıdı, yanaklar, göz çevresi ve dekolte bölgelerinde uygulanabilen bu işlem sırasında uygulama yapılacak bölgenin ultrason ekranından takip edilmesiyle etkinin hassas bir şekilde tam olarak hedeflenen dokularda oluşması bu teknolojiyi aynı amaçla uygulanan diğer yöntemlere göre belirgin olarak avantajlı hale getiriyor. Hastalarımız uygulamanın ardından günlük aktivitelerini hemen ve dikkat etmeleri gereken özel bir durum ya da almaları gereken bir önlem bulunmuyor. Sonrasında ciltte yanık, leke gibi herhangi bir yan etki de oluşmuyor. Bazı hastalarda ısıya bağlı oluşan kızarıklıklar genellikle on beş, yirmi dakika içerisinde tamamen kayboluyor. Lazer uygulamalarından farklı olarak cildin güneş ışınlarından koruyucu özelliği olan yüzeysel tabakalarında herhangi bir olumsuz etki oluşturmadığından uygulamayı yaz aylarında da rahatlıkla yapabiliyoruz. Tedavi bölgelerine göre otuz ila altmış dakika arasında süren tek bir seans olarak uyguladığımız işleminin tam etkisi üç ay içerisinde ortaya çıkıyor. Ve elde edilen sıkılaşma etkisi cilt özellikleri ve uygulama yaşına bağlı olarak on sekiz ila yirmi dört ay boyunca kalıcılığını koruyor. Bu nedenle işlemin tekrarlanması için genel olarak on sekiz yirmi dört ay süre uygun oluyor. Ancak bir bölgede elde edilen etkinin belirginleştirilmesi için altı ay ara ile iki uygulama da yapabiliyoruz. Bu teknoloji ilk kullanılmaya başlandığı yıllarda ciltte uygulanan enerji seviyesi oldukça yüksek olduğu için ağrılı bir uygulamaydı. Ve hastalarımızda lokal anestezi, genel anestezi ya da sedasyon olarak adlandırdığımız sakinleştirici ilaçlar kullanarak uygulama yapmamız gerekebiliyordu. Zaman içerisinde yapılan düzenlemelerle enerji seviyesi azaltılıp, uygulama sayısı arttırılarak benzer sonuçlar alındığı görüldükten sonra uygulamaya giren düşük enerjili protokollerle işlemin ağrı seviyesi belirgin olarak azaldığı için artık çok tek bir ilaç gereksinimi olmadan işlemi yaptırabiliyor. Ağrı eşiği çok düşük olan hastalarımıza ise uygulama öncesinde basit bir ağrı kesici almalarını tavsiye ediyoruz. İle uygulama bölgelerinde ciltte gözle görülen sıkılaşma sağlanırken aynı zamanda dokulardaki kolajen artışı ile zamanın ve yer çekmenin etkilerine karşı gözle görülmeyen koruyucu bir etki de elde edilmiş oluyor. Yani uygulama bölgeleri hem daha gençleşiyor hem de daha genç yaşlanıyor. Her yaşta uygulanan beraber kırk ila altmış yaş arasında belirgin cilt fazlalığı olmayan yüz bölgesinde ameliyat geçirmemiş ve sigara kullanmayan hastalarda genellikle daha belirgin sonuçlar elde ediyoruz. Bir diğer önemli özelliği ise oldukça güvenli bir uygulama olması. Orijinal Ultera cihazı ve uygun teknikler kullanıldığı sürece işlem sırasında ya da sonrasında komplikasyon yani istenmeyen bir durumla karşılaşma riski son derece az. Günümüzde ameliyatsız boyun gençleştirme amacıyla en sık uygulanan işlemlerden birisi olan hakkındaki bilgiler genel olarak bu şekilde. Siz de bu konu hakkındaki görüşlerinizi ve sorularınızı videonun altındaki bölüme yazarak bana iletebilirsiniz. Kulak burun boğaz hastalıkları ve yüz estetik cerrahisi alanlarında yayınladığım benzer videoları takip etmek için kanalıma abone olmayı unutmayın.
Yorum Yap
İletişim Bilgileriniz Hiçbir Şekilde Paylaşılmayacaktır. * lı Alanları Doldurmak Zorunludur.